ÇARESİZ DEĞİLİZ, ÇARE BİZİZ…

40 yaşın üstündeki kalp yetmezliği görülme oranı dünya ortalamasının tam 3 katı…

Yılda 15 milyon ameliyat yapıldı.

Anne sütünden ağır metal çıktı.

Yılda çekilen MR (Manyetik Rezonans) sayısı 10 milyonu aştı.

1990′ da 1 milyon olan Diyabetli ( şeker) hasta sayısı şimdi 12 milyon,

Ülkemizde hasta patlaması yaşanıyor.

10 bin hastane açsanız ne yazar?

Kaynak; SAĞLIKTA KIRMIZI ALARM – Coşkun Bel

BU SICAĞA KAR DAYANMAZ…

Bu yakıcı rakamlara bakarak, başta Doktor ve Eczacılar olmak üzere, tüm Sağlık mensupları ve bürokratları olarak bizler UTANMALIYIZ…

Koruyucu Tıp, Bilinçli Kişisel Hijyen, Etkin El, Vücut temizliği, bulaşıcı hastalıkları önler, Hasta sayısını azaltır.

Hastalıkları önlemenin alfabesi; “TÜKÜRME”

Taharet alışkanlığı olan toplumumuzda, Suya Sabuna dokunmanın, yani Elleri ıslatmanın asla El yıkamak olmadığını bilmek ve doğru EL YIKAMAYIistisnasız herkesin öğrenmesi ile başlar.

Bilinçli Kişisel Hijyen ve Etkin El, Vücut temizliğini toplum olarak alışkanlık haline getirip yaşam biçimi yapmanın bizi hastalıklardan koruyacağı gerçeğine inanmak ve uygulamak zorundayız.

Koruyucu Tıp ve Koruyucu Eczacılık için;

Aile Hekimleri ve Eczacılara meslek hakları ödenmek ve İlaç tekellerinin boyunduruğundan kurtarılmaları kaydı ile büyük görev düşüyor.

Bu kişiler sadece Halkın Sağlığını korumamalı, aynı zamanda Hastayı ve Devleti soyan Haramilere karşı HALKIN AVUKATI olmalıdır.

Bir yılda  yapılan 800 milyon muayene sayısını ilk başta 500 milyona düşürebilirsek, hem doktor, hastaya olması gerektiği kadar zaman ayırır, hem kuyruklar biter, hem de dipsiz kuyu olan Devletin kasası nefes alır.

Birinci kalite olması zorunlu olan, İlaç ve tüm tıbbi ürünler EKONOMİK de olur ( olmalıdır).

Olmaz, olmaz demeyelim!

İnanalım, yeter…

Çaresiz değiliz, Çare BİZİZ…

Bu ülke, bu insanlar BİZİM.